
Yapay zekaya dayalı izleme sistemlerinin hukuki sınırlarının değerlendirilmesi
Günümüz teknolojisi giderek yaygınlaşmakta ve hayatımızın içerisine nüfuz etmektedir. Rastladığım ilgili habere1 göre; adı açıklanmayan bir Çinli şirket tarafından Bengal Körfezi’nde Bangladeş hükümeti adına yapay zeka ile geliştirilmiş altyapıya sahip akıllı bir şehir inşa etme teklifi değerlendirilmeye başlandı.
Yüksek teknolojili metropolün inşaatı henüz başlamadı, ancak devam ederse, kayıp kişileri tespit etmek veya bir kalabalığın içindeki suçluları izlemek için halka açık kameraları kullanabilen yüz tanıma yazılımını içeren bir kontrol sistemi içerebilmesi gündemde. Bunun yanında yapay zeka izleme sisteminin, Uygur Müslümanlarını izlemek için kullanılan Çinli yüz tanıma sağlayıcılarına da ABD hükümeti tarafından yaptırımlar uygulandığını belirtmek gerekir.
Teknolojik gelişmelerin yaşandığı süreç içerisinde hukukçuların etkin çalışmasına ihtiyaç olduğu ve insanlığın özgürlük alanına müdahale noktalarında özellikle bu hususun suiistimal edilmeden, teknolojik gelişmeler karşısında hukuki sınırların belirlenmesi gerekmektedir. Yapay zeka izleme sistemi ile suçluların izlenmesi veya kayıp kişileri bulmak gibi amaçları olumlu bir çerçevede değerlendirilebilir. Ne kadar ilk bakışta olumlu ve yararlı böyle bir intiba uyandırsa da hukukun temel alınmadığı ülke sistemlerinde gelişigüzel uygulamalar ile tam tersi yönde, bulunduğu şehri adeta açık hava hapishanesine çevirebilecek uygulamaya mahal verebilmesi olasıdır.
Bu tür uygulamalar ülkelerin adalet sistemini etkin bir şekilde uygulamasını sağlayabildiği gibi, bazı ülkelerde otokratik yönetimlerin elini kolaylaştıran aşırı kontrol mekanizmalarını içeren adeta açık hava hapishanelerine sebep olabilecektir. İnsanların açık izni olmadan gerçekleşen gelişigüzel izleme ve uygulamaların, özgürlük alanlarına ciddi müdahaleler içerir. Kişiler izleniyor hissine kapılarak rahatça hareket etmesine engel olacak; iradesini ifade etmesini engelleyecektir. Üzerinde sürekli bir otorite baskısı altında yaşamalarına sebep olabilecek ortamlar sayesinde düşünce yayılamayacak, tek bir tarafın sergilediği irade hakim kılınmak istenebilecektir. Bunun tam tersi anlamda, hukuki bir altyapıya oturtularak bu durum ülkenin demokratik anlamda gelişimine açık olacağı olarak anlamlandırılabilecek uygulamalar gelişebilir. Burada ana kıstas hukukun yapay zekaya dayalı izleme sistemlerinin sınırlarının hukukun temel ilkelerine dayanarak yapay zekanın kişileri izlemesinin kamu yararına değerlendirilebilecek hususların belirli sınırlar çerçevesinde önlenmesiyle suçluların hızlı bir şekilde yakalanması, etkin yargılamayı sağlaması da mümkün olabilecektir. Tabi ki bu uygulamaların gegireceği ortamlar daha güvenli, huzurlu bir yaşama sebep verebilecektir.
Ana kıstas ifade edildiği gibi; kantarın topuzunu kaçırmadan hukukun esas alındığı uygulamalara izin verilmesi, teknolojik gelişmeler çerçevesinde mevzuat düzenlemeleri yapılmasını gerektirecektir.
Avukat Yunus Utku ORANCA
KAYNAK:
1: https://www.wired.com/story/china-is-the-worlds-biggest-face-recognition-dealer/